Göz çukurlarımda Çok gurbet akşamları büyütmüşlüğüm var benim Geceni gündüzüne katsan da Gözyaşımın sayısına yetişemezsin… Bir Züleyha masalında Parmaklarımı kestim kendimin yaralandıkça derinleştim Derinleştikçe ehilleştim Geçtiğim dipsiz kuyulara uğramadan gün ışığına erişemezsin… Adımdam düşürdüm adını Eski fotoğraflar kaldı sandıklarda henüz yırtıp atmadım yüzünü Ağır geldi terazime ahdıma Kalbimin hükmüne töresine yetişemezsin… Aşk alın yazgımdı benim
Göz çukurlarımda
Çok gurbet akşamları
büyütmüşlüğüm var benim
Geceni gündüzüne katsan da
Gözyaşımın sayısına yetişemezsin…
Bir Züleyha masalında
Parmaklarımı kestim kendimin
yaralandıkça derinleştim
Derinleştikçe ehilleştim
Geçtiğim dipsiz kuyulara uğramadan
gün ışığına erişemezsin…
Adımdam düşürdüm adını
Eski fotoğraflar kaldı sandıklarda
henüz yırtıp atmadım yüzünü
Ağır geldi terazime ahdıma
Kalbimin hükmüne töresine yetişemezsin…
Aşk alın yazgımdı benim
Ta kâlü- belâ’dan beri
Uslanmadı gövdem binbir cefadan beri!
milyonlarca yandım desen de
Külümün zerresine yetişemezsin!
Sustukça söz oldum acem alfabesine
Yen yarama yâr oldu kırıkların içinde
Yolları yarıladım yıllar içinde
ardımdan kilometrelerce koşsanda
Gurbetimin kapısına erişemezsin!..
Gayri İçindeki meyhaneyi darmadağın et!
Eski konaklar gibi viraneye dön!
ölümlerden ölüm beğen
İstersen kabristana dön!
Mezarımın boyuna yetişemezsin…
Zeynep Şimşek – ağıt