Fert, kitle ve cemaatlarin yaşantısı

Fransız Le Bon yirminci yüzyılın bir kitleler çağı olacağını belirtmiştir. O uygarlıkların çöküşünü insanlarda meydana gelen düşünce ve anlayış ve inanç değişmelerine bağlıyordu. Ona göre kişilerin verdiği kimliği ne olursa olsun kalabalığa katıldıklarını da bir çeşit kollektif ruhum tesirinde kalırlar ve bunun tesiriyle değişirler. Fertlerin oluşturduğu kalabalıkların sayısı belirli sayıyı açtığında bilim alanında kişi sayısı

PANORAMA - NEWS 03 Eylül 2017 BLOG

Fransız Le Bon yirminci yüzyılın bir kitleler çağı olacağını belirtmiştir. O uygarlıkların çöküşünü insanlarda meydana gelen düşünce ve anlayış ve inanç değişmelerine bağlıyordu.

Ona göre kişilerin verdiği kimliği ne olursa olsun kalabalığa katıldıklarını da bir çeşit kollektif ruhum tesirinde kalırlar ve bunun tesiriyle değişirler.

Fertlerin oluşturduğu kalabalıkların sayısı belirli sayıyı açtığında bilim alanında kişi sayısı kontrol edilemez hale gelmeye başlar. Yoğunluk birim miktarındaki kişi sayısı, semt başına düşen ev sayısı, oda başına kişi sayı olarak tanımlanır. Bu açıdan sosyal Patoloji göstergeleri suçluluk oranı çocuk ölümleri intihar oranları fiziki ve zihni bozukluklar ile aşırı yoğunluk arasında doğrudan bir münasebet vardır.

Yoğunluk belirli seviyeyi açtığında stres-hastalık-suç arasında ilişki bariz şekilde ortaya çıkar. Yoğunluğu olumsuz yapan şey denetim kaybı veya eksikliğidir. Sosyal uyaranları ve enformasyon yükünü karşılama denetleme kapasitesi düşük olduğundan fertte stres ortaya çıkmakta, toplumda ise suç olanlar artmaktadır.

Bu açıdan toplum hareketlerini veya davranışlarını kontrol altında tutmak de belirli hedeflere yöneltmek istiyorsa, en uygun kişi mesken-oda sayısını önceden planlamak gerekmekte ve her bir iş için gerekli kişi sayısını kontrol edileceğini optimum sayısını bulmak şart olmaktadır.

Fert, cemaat hareketi yerine kitleye katıldığında istemeden kaynağını, amacını bilmediği, ancak bildiği sandığı gösterilere katılır. Kalabalığın hep bir ağızdan söylediği şeyi sabit hakikat zanneder. Telkin veya etki altında kalan insanlar gerçekte bir emre veya mesaja uymakla birlikte, kendileri karar verdikleri ilizyonları yaşarlar.

Telkinde, fikirleri incelemek yoktur. Kendi zihninde oluşmuş gibi kabul vardır. Herkes neticeyi kendi hür iradesinden bilir. Herkesle paylaştığı şeye kendinin sahip olduğunu zanneder. Kitle planın da, etki veya telkin fert planında nevroza benzer. Her ikisinde  mantı ki düşünceden kaçma, ferdin iç ve dış hayatı arasında bir kopukluk görülür.

ÖNE ÇIKANLAR