Düşler terzisi

İsmail Abi’nin bir repliği vardı: “Yarış, yarış!” (Vurgu önemli!) Yarışır gibi yaşamaktan, cevabı ıskaladığımız sorunlar yumağına dönüyor hayat. Singer dikiş makinalarını bilirsiniz. Singer almanca “şarkı söyleyen” demek. Dikiş makinasına verilebilecek en güzel isim. Basit çözüm değil mi? Yanı başımızda duran cevap. Ama farketmesi ne kadar da zor. Yarışmayı bırakmalı, ağırlıkları atmalı, düşleri bile sadeleştirmeli. Bir

NAİLE NEDRET 28 Mart 2021 BLOG

İsmail Abi’nin bir repliği vardı: “Yarış, yarış!” (Vurgu önemli!) Yarışır gibi yaşamaktan, cevabı ıskaladığımız sorunlar yumağına dönüyor hayat.

Singer dikiş makinalarını bilirsiniz. Singer almanca “şarkı söyleyen” demek. Dikiş makinasına verilebilecek en güzel isim. Basit çözüm değil mi? Yanı başımızda duran cevap. Ama farketmesi ne kadar da zor.

Yarışmayı bırakmalı, ağırlıkları atmalı, düşleri bile sadeleştirmeli. Bir de böyle denemeli.

Bediüzzaman bütün eşyasını bir sepete sığdırarak yaşamış. Ama daha hayattayken Hollanda’dan Afrika’ya, Arap dünyasından uzak doğuya pek çok milletten talebesi olmuş. Yanında birkaç talebe, elinde bir sepetle bir çıra tutuşturmuş. Bugün o çerağ meşale olmuş ışıldıyor.

Üstad:

-Bir horoz olsa da bizi namaza uyandırsa.

Talebesi:

-Buluruz üstadım.

-Kümes de lazım.

-Yaparız üstadım.

-Yem de lazım.

-Köyden getiririz üstadım.

-Eş de lazım.

-Tavuk da alırız üstadım.

-Keçeli sen beni dünyaya mı alıştıracaksın?

“Huzur mu istiyorsunuz? Az eşya, az insan.” -Franz Kafka.