Depremi Allah yapıyorsa, durdurması için neden O’na duâ ediyoruz?

Öncelikle güzel Türkiye’mizin on ilinde gerçekleşen depremde ölen insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı kurtulanlara acil şifalar ve enkaz altında kalanlara da acil kurtuluş diliyorum. Depremler, insanların Allah’a olan inançlarında bazı sarsılmalara, Yaratıcıları ile bağlarının zayıflamasına neden olabiliyor. En önemlisi ise; “kader inancı” özellikle siyasetçiler tarafından halkın depremin yıkıcı etkileriyle ilgili gerekli tedbirlerin alınmadığına dair haklı itirazlarını

PANORAMA - NEWS 09 Şubat 2023 BLOG

Öncelikle güzel Türkiye’mizin on ilinde gerçekleşen depremde ölen insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı kurtulanlara acil şifalar ve enkaz altında kalanlara da acil kurtuluş diliyorum.

Depremler, insanların Allah’a olan inançlarında bazı sarsılmalara, Yaratıcıları ile bağlarının zayıflamasına neden olabiliyor. En önemlisi ise; “kader inancı” özellikle siyasetçiler tarafından halkın depremin yıkıcı etkileriyle ilgili gerekli tedbirlerin alınmadığına dair haklı itirazlarını yatıştırmak için kullanılabiliyor. Bu durum da haklı olarak, insanlarda inanca karşı bir soğukluk ve sorgulamaya neden olabiliyor.

Evet, Allah “büyük”tür. Ama gerekli tedbirleri almadığı, hazırlık, planlama ve koordinasyon yapmadığı için binlerce insanın, dondurucu soğukta enkaz altında kalmasına göz yuman insanlar da bu elim sonuçtan sorumludur. Ne kadar aklınızı, bilimi ve vicdanınızı kullanırsanız o kadar “kader”. Kader ve kadar kelimeleri aynı kökten geliyor.

Bir kardeşimizin sekiz yaşındaki yeğeni şöyle bir soru sormuş: “Madem depremi Allah yapıyor, neden durması için yine O’na duâ ediyoruz ve neden durdurmuyor?”

Depremler, büyük sarsıntılara sebep olan ve insanlar için ölümcül sonuçlar doğuran sismolojik hareketler olsa da diğer taraftan dünyanın canlı kalmasını da sağlayan tektonik faaliyetler. Bir nevi dünyanın, yerkabuğundaki bu hareketler sayesinde nefes alıp vermesine benzetilebilir.

Depremler, dünyanın yaratılış özelliğinden kaynaklanan jeolojik süreçlerin olmazsa olmaz bir parçası. Gökyüzündeki fırtınalar nasıl bir gerçeklik ise, depremler de yerküre için bir gerçeklik.

Örneğin Ay’da, dünyadaki gibi depremler yaşanmıyor. Ama Ay’da yaşam da yok. Çünkü Ay, sıvı dış çekirdeği artık iyice soğuduğu ve akışkan özelliğini kaybettiği için, jeolojik açıdan ölü bir gökcismi olarak kabul ediliyor.

Allah, dünyayı içerisinde depremlerin de olduğu sünnetullah (tabiî olaylar) çerçevesinde yaratarak, insanların yaşaması için hazır hale getirmiş. Ancak insanlar, hırsları nedeniyle evlerini/şehirlerini depremin neden olduğu sarsıntılara dayanıklı dağ yamaçlarına, kayalık bölgelere değil de, toprağı sıvılaşmaya müsait olan ovalara yaptıkları için ağır yıkımlar oluyor.

Depremden kaynaklanan ölümlerin bir başka nedeni de; fay hatları üzerine yüksek ve çürük binaların yapılması. Japonya örneğinde olduğu gibi depreme dayanıklı binalar yapmak da mümkün. Maalesef Türkiye’deki müteahhitler malzemeden çaldıkları, onları denetleyenler de rüşvet aldıkları için binalar insanlar için mezarlara dönüşmüş durumda.

Allah insanlara, yaşanabilir bir dünya ve dünyada nasıl yaşanabileceğini araştırabilecekleri “akıl” vermiş. Eğer akıl ve bilime önem verilebilirse, bu güzel dünyada Allah’a şükran duyguları içerisinde mutlu ve güvenli bir şekilde yaşamak mümkün.

Son yıllarda depremlerin Dünya’nın kendi etrafındaki dönüş hızında meydana gelen çok küçük değişimlerle bağlantılı olabileceğini belirleyen bilimsel araştırmalar var. Depremleri önceden tahmin edebilmek veya daha da ilerisi; nerede ve ne zaman olacaklarını önceden bilebilmek de mümkün hale gelebilir.

İnsanoğlu, Ay veya Güneş tutulmasını nasıl yıllar öncesinden gün ve saat tespiti yaparak bilebiliyorsa, eğer yeterli araştırmalar yapılabilirse, ileride depremleri de önceden bilebilir.

Şu anda yapılabilecek o kadar çok şey olmasına rağmen, herkesin tepkisini çeken koordinasyonsuzluk, hazırlıksızlık ve beceriksizliğin, ne Allah’la, ne de kaderle bir ilgisi var. Olsa olsa, işbilmezlik ve umursamazlıkla ilgisi var.

Şu Hızır günlerinde güzel insanlarımızın Hakk yardımcısı, Hızır yoldaşı ola. Allah insanlarımıza aklını ve vicdanını kullanabileceği bir bilinç vere…

Yazı: Müstakim

ÖNE ÇIKANLAR