Dedubleman

‘Dedubleman’ latince ”dublex’ kelimesinden iştikak etmiş (türetilmiş)tir. Ruhî melekeleri ihtiva eden eş, ikiz, benzer manalarına gelir. Bizim literatürümüzde ona ‘Vücud-u mevhibe-i Hakkani veya Rabbani’ denilmektedir. ‘Astral Beden’ de aynı manaya kullanılır. Spirtualizmada, yaşayan insanların ‘fantom’ larına bu isim verilmektedir. Deduble, mekân ve zamana tabi değildir. Çünkü o nûrânî bir varlıktır. Etrafında ‘Aura’ denilen ışıklı bir

EKREM ERDEM 19 Mayıs 2023 BLOG

‘Dedubleman’ latince ”dublex’ kelimesinden iştikak etmiş (türetilmiş)tir. Ruhî melekeleri ihtiva eden eş, ikiz, benzer manalarına gelir. Bizim literatürümüzde ona ‘Vücud-u mevhibe-i Hakkani veya Rabbani’ denilmektedir. ‘Astral Beden’ de aynı manaya kullanılır. Spirtualizmada, yaşayan insanların ‘fantom’ larına bu isim verilmektedir.

Deduble, mekân ve zamana tabi değildir. Çünkü o nûrânî bir varlıktır. Etrafında ‘Aura’ denilen ışıklı bir hâle vardır. Deduble bir yerden bir yere giderken engel ve mesafe tanımaz. O, rûhânîyata açık insanlar tarafından müşahade edilir.

Bir başka misali de, insanların en kutlularından verelim. İşte İbn-i Abbas! Allah Rasulü’nün ‘Allahım, o’nu dinde fakih kıl ve ona te’vili öğret’ (1) diye dua ettiği bu ilim okyanusu büyük sahabinin vefatını bize Meymun bin Mihran (ra) şöyle anlatıyor:

İbn-i Abbas vefat ettiğinde ben oradaydım. Techiz ve tekfini yapılırken, kuş gibi bir şeyin kefeniyle cesedi arasına girdiğini gördüm. Daha sonra onu kabre koyarken gaipten bir ses duyuldu. Ses:

‘Ey mutmainne olmuş nefis! Râzı edici ve râzı edilmiş olarak Rabbine dön. İyi kullarının arasına gir. Cennetime gir.’ (Fecr, 89/27-30) ayetini okuyordu. Herkes donup kalmış ve bu sesi dinlemişti. (2)

Hz. Meymun’un gürdüğü ne idi? Evet o infisal etmiş bir ruhu, yani asıl bedenin dadublesini müşahade etmişti. Ve sanki Cenab-ı Hakk, bu sevgili kuluna ‘Hoşgeldin’ diyor ve onu rûhânîlerle karşılıyordu. Hz. Meymun gördüğü hadiseye, binlerce insanı şahid tutuyor ve söylediğini öyle söylüyordu. Ve işte bu binlerce insan susmalarıyla O’nu tasdik ediyor ve hadisenin doğruluğuna şahitlik yapıyorlardı.

Sadece şu iki müşahade dahi, tabiat perdesini yırtıyor ve bize, madde cidarının verasında nurlu bir alemin bulunduğunu isbat ediyor. Bu öyle bir alem ki, dünya ile arasında sadece tenteneli ince bir perde vardır. Yani şehadet alemi, gayb alemi üzerine gerilmiş bir perdeden ibarettir. Hakikata aşina, hakikatlar hakikatına nigehban herkes dikkatle baksa, tabiat ve fiziğin ötesinde aradığı hakikatın berrak ve dupduru yüzünü görecektir.

* * *

Editör: EKREM ERDEM