Cehalet ne güzel şey, her şeyi biliyorsun!

Şair, sanatçı, ressam sanatını icra ederken sadece gördüğünü ve duyduğunu değil, hissettiğini de yansıtır. Ancak bunları takip edenler, kimisi yazıyı, kimisi aşkı, kimisi sözleri, kimisi nefreti, kimisi de sadece renkleri görür. Çünkü kendi bakış açısıyla değerlendirir gördüklerini. İşte bu yüzden anlamaz birbirini insanoğlu. Kendi dünyasına uygun anlamlar yükler ve bu anlamlara göre değerlendirir karşısındakilerini. Bazen

PANORAMA - NEWS 23 Temmuz 2017

Şair, sanatçı, ressam sanatını icra ederken sadece gördüğünü ve duyduğunu değil, hissettiğini de yansıtır. Ancak bunları takip edenler, kimisi yazıyı, kimisi aşkı, kimisi sözleri, kimisi nefreti, kimisi de sadece renkleri görür.

Çünkü kendi bakış açısıyla değerlendirir gördüklerini. İşte bu yüzden anlamaz birbirini insanoğlu. Kendi dünyasına uygun anlamlar yükler ve bu anlamlara göre değerlendirir karşısındakilerini.

Bazen yargılar, bazen küçümser, bazen aşağılar yada tam tersi, göklere çıkartır. Senin ne kadar bildiğin önemli değil karşındaki için. Seni dinleyen kadar bilgin var aslında. Çünkü kendi bilgi ve bakış açısıyla tartar seni.

Bir söze veya sanata başkalarının nasıl baktığı her zaman önemli değildir. Sözün ve sanatın gerçek değerini, görebilenler bilir. Bakanlar kelimeleri ve cümleleri kendi görüş alanına hapsetmiştir.  Bakmak bir aksiyonsa, görmek o aksiyonun hayat bulmuş şeklidir.

Bir yönüyle baktığını göremeyen ve anladığı ölçüde yargılamaya cehalet denir. Bir fizik mühendisi, inşaat mühendisinin ilim sahası hakkında konuşursa, bir uzay araştırmacısı, tarım mühendisinin bildiği konu hakkında yorum yaparak bitkiler hakkında bilgi verirse, ne kadar isabetli karar vermiş olur sizin idrakinize bırakıyorum.

Aslında bu yönüyle hepimiz cahiliz. Kâinattaki bütün bilgilere ulaşabilmek zaman, mekan ve kapasite bakımından mümkün değildir. Önemli olan bunun farkında olabilmek. Bir insan bilmiyorsa ve bilmediğinin farkındaysa aslında bu insan biliyor demektir.

Bir insan bilmiyorsa ve bilmediğinin farkında değilse buna muzaaf cehalet denir. En sıkıntılı olan ve iflah olmayacak insan türü ise, bilmiyor, bilmediğinin farkında olmayıp kendisini biliyorum zannediyorsa buna mük’ap cehalet denir. Bu tür insanlarla fikir alışverişinde bulunmayın.

Çünkü her konu hakkında bilgileri vardır, size hep akıl vermeye kalkar ve kendilerinin her şeyi bildiğini sanırlar.  Ne güzel söylemiş Konfüçyüs  “Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.”

Cahillerin en belirgi özelliği

– Onlar, her şeyi bilirler

– En sevmedikleri şey cahil sözüdür. Cahil sözünü duymak onları çok sinirlendirir

– Her konuda çok fazla konuşurlar. Az düşünür çok laf ederler.

– Kendi menfaatlerini her şeyin üstünde tutarlar.

-Az bilirler ama çok savunurlar.

-Her fırsatta kendilerinden bahsedeler. Kendilerini övmeyi çok severler.

– Bir de tüm bunlar yetmez gibi sizi de cahillikle itham ederler.

– Sizin uzmanlık alanınız hakkında bile sizden daha iyi bilgi sahibidirler.

-Ve en klasik cümleleri ile bitirelim. “Çok düşünme bunları boş ver, kafayı yersin.

– Sabit fikirlidirler, yanlışlarını kabul etmezler ve her türlü değişime kapalıdırlar.