Bu gece ne istemeliyiz?

Yeri göğü yaratan şefkat ve merhamet sahibi Allah’tan, çokça mal-mülk, makam-mevki, sosyal statü ve saygınlık, güç-kuvvet ve iktidar, başkalarını sevk, idare ve kontrol, çalışmadan kazanma, öğrenmeden bilme, düşman gördüklerini yenme ve yıldırma, hak etmeseler de en prestijli işlerde istihdam edilmeyi mi isteyecekler? Zerreden kürreye kadar her şeyi en güzel şekilde yaratan Allah’tan, Müslüman olmayanların, hain

PANORAMA - NEWS 18 Şubat 2021 BLOG

Yeri göğü yaratan şefkat ve merhamet sahibi Allah’tan, çokça mal-mülk, makam-mevki, sosyal statü ve saygınlık, güç-kuvvet ve iktidar, başkalarını sevk, idare ve kontrol, çalışmadan kazanma, öğrenmeden bilme, düşman gördüklerini yenme ve yıldırma, hak etmeseler de en prestijli işlerde istihdam edilmeyi mi isteyecekler?

Zerreden kürreye kadar her şeyi en güzel şekilde yaratan Allah’tan, Müslüman olmayanların, hain ve terörist gördüklerinin çoluk-çocuk ve akrabalarıyla birlikte yok olmasını, kendi meşrep ve mezheplerinden, etnik kökenlerinden olmayanların başlarına büyük felaketlerin gelmesini mi dileyecekler?

Umarım Müslümanlar bu Regâip Kandilinde, Allah’tan nelerin istenmesi gerektiğini Rahmet Peygamber’ine, onun tertemiz Ehl-i Beyt’ine ve ashâbına bakıp yeniden düşünür, niyet ve isteklerini bir kez daha gözden geçirirler. Dilerim ve isterim ki -hem kendi iyilikleri hem de dünyanın sulh ve sükûnu için- Allah’tan ilim, irfân, akıl, fikir, insanlık, şefkat, merhamet, adalet, sevgi, hoşgörü, tevazu, kanaat, cömertlik, doğruluk, dürüstlük, sabır, edeb ve hayâ, liyâkat ve ehliyet, samimiyet, dostluk ve kardeşlik gibi bilgi, duygu ve davranışları isterler. “Kendisinden korkulan ve çekinilen değil, sevilen ve sayılan bir birey olmayı” Allah’tan dilerler.

Çünkü Müslümanlarda bu zihinsel etkinliklerin beyinlerde yer bulmasını, pozitif duyguların kalpleri sarıp sarmalamasını, ellerin ve dillerin Müslümanca davranış biçimlerini karakterize etmesini çok özledik. Güler yüzlü, şirin sözlü, Yunus gönüllü güzel insanların yollarını çok ama çok bekledik. “Elinde silah, başında külah” dünyayı ele geçirme sevdasında olan, çevresine kin, nefret ve düşmanlık duyguları yayan sahte kahramanlar sinelerimizde çok yaralar açtı. İnsanlık İslâm’ın güzelliklerinden uzaklaştı. Vatanımız memleketimizde insanların gönülleri çoraklaştı.

Dilerim ve isterim ki bu gece hürmetine Fuzûlî’nin “Su Kasidesi”nde her şeye canlılık veren suya benzettiği rahmet ve şefkat Peygamberi Muhammed Mustafâ’nın kalp ve gönül dünyası hanelerimize mihmân/misafir olur. Çölleşmiş gönüller yağmurun/rahmetin bereketine gark olur. İstikâmetini yitirmiş Müslümanlar yeniden kendi özlerini bulur. Hiç olmazsa masum çocuklar, onulmaz yaraları iyileştiren sevgi ilacıyla şifa ve sıhhat bulur.

Dilerim ve isterim ki bu gece, komşusu açken tok uyuyan Müslümanlar bu duyarsızlıklarına pişman olurlar. Dilerim ki bu gece çoluk-çocuğunun aç karnını doyurabilmek için çöpten ekmek toplayan, pazardan çürümüş sebze ve meyveleri seçen insanların varlığı Müslümanlara dert olur: Kalpler hüzünlenir; gözler yaşarır; eller, ayaklar iyilik yapmak için harekete geçer. Mazlumlar sevinir, korkular yenilir, yeniden yetmiş iki milletin gönüllerine girilir…