Ahmet değil, insanlık öldü

Küçük Ahmet’in ölümü sevenleri tarafında üzüntü ile karşılandı. Ahmet’le Bonn’a tedavi için geldiğinde tanışmıştım. Kanser tedavisi için geldiğinde geçte olsa bir şansı var demişti doktoru. Hayırsever bir vatandaş tüm tedavilerini üstlenip Ahmet ve annesinin çırpınışına kulak vermişti. Uzun bir uğraştan sonra sadece Ahmet için izin alınmıştı, çünkü ev hanımı olan annesi terör suçuyla yargılandığı için,

PANORAMA - NEWS 07 Mayıs 2020 BLOG

Küçük Ahmet’in ölümü sevenleri tarafında üzüntü ile karşılandı. Ahmet’le Bonn’a tedavi için geldiğinde tanışmıştım.

Kanser tedavisi için geldiğinde geçte olsa bir şansı var demişti doktoru. Hayırsever bir vatandaş tüm tedavilerini üstlenip Ahmet ve annesinin çırpınışına kulak vermişti. Uzun bir uğraştan sonra sadece Ahmet için izin alınmıştı, çünkü ev hanımı olan annesi terör suçuyla yargılandığı için, kaçar diye izin verilmemiş.

Ahmet Almanya’ya gelmişti ama şimdiye kadar annesinden hiç ayrılmadığı için sürekli anne diyor ve neredeyse saat başı annesini arıyordu.

Ben oradayken annesini aradı “Anne ne zaman geleceksin” diye özlemle yakarışta bulundu. Anneside telefonun öbür ucundan, “Ahmetim geleceğim biraz sabret izin almaya çalışıyorum” diyordu. Ama çırpınışlar nafile, devlet annesine izin vermiyordu. Ahmet anne hasretine dayanamayıp tedavisini yarıda kesti ve Türkiye’ye geri döndü.

İnanın bir odadan diğer odaya kucakta geçerken bile acı çekiyordu. Bu acılara rağmen Türkiye’ya tekrar gitti. Çünkü kanser tedavisinde moral çok önemliydi. Bütün kamuoyu baskılarına rağmen haftalar sonra annesine izin verildi. Ama bu seferde dalga geçercesine iptal ettik değip yollarda bekletildiler. Bütün zorluklara rağmen Ahmet ve annesi tekrar Bonn’a geldi.

Anne mutluydu, çünkü oğlu iyileşecekti. Doktora tedavi için gittiğinde, “GEÇ KALDINIZ” cümlesi, annesini yıkmıştı. Küçük Ahmet ve annesi caresiz ve eli boş tekrar Türkiye’ye döndü. Devletin kaçar diye aylarca beklettiği aile, kaçmadı ve tekrar ülkesine döndü.

Siz düşünün, evladının yaşaması için çırpınan annenin durumunu. Bununla birlikte, babasının hapishanede çaresiz bir şekilde beklemesini.

Siz olsanız ne yapardınız? Evladınız gözlerinizin önünde bile bile eriğip gidecek!

Ve acı haber dün gece geldi. Ahmet acılardan kurtulup, Hakkın huzuruna gitti. Ama bunlara sebeb olan kişilerle, “Ulu Divan’da” hesaplaşmak üzere gitti.

Aslında Ahmet ölmedi, bu gece insanlık öldü, adalet, merhamet, şefkat ve bütün insani değerler öldü..

Anne Zekiye Ataç: ”Ahmet, son üç dört gündür o kadar çok baba diye ağladı ki. Hiçbir şey diyemiyordum, çünkü babasına izin verilmedi” diye ifade etti.

M. Ali Yıldız