Wulff bu kez kürsüye çıkabildi!

HABER MERKEZİ – İstanbul Okan Üniversitesi, Christian Wulff’a, Almanya-Türkiye dostluk ilişkilerine katkısından dolayı “fahri doktora” unvanı verdi. Wulff’a Almanya’da yaşayan Türklerin kültürel değerlerini koruyarak, sosyal hayat alanında entegre olmalarına yönelik çalışmaları ve Türkiye-Almanya ilişkilerinin geliştirilmesi noktasındaki çabaları nedeniyle fahri doktor unvanının takdim edildiği tören, üniversitenin Bekir Okan Kültür, Sanat ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törende unvanın

PANORAMA - NEWS 11 Aralık 2019 AVRUPA

HABER MERKEZİ – İstanbul Okan Üniversitesi, Christian Wulff’a, Almanya-Türkiye dostluk ilişkilerine katkısından dolayı “fahri doktora” unvanı verdi.

Wulff’a Almanya’da yaşayan Türklerin kültürel değerlerini koruyarak, sosyal hayat alanında entegre olmalarına yönelik çalışmaları ve Türkiye-Almanya ilişkilerinin geliştirilmesi noktasındaki çabaları nedeniyle fahri doktor unvanının takdim edildiği tören, üniversitenin Bekir Okan Kültür, Sanat ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Törende unvanın gerekçesi Üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Mustafa Koçak tarafından okundu. Daha sonra Wulff’a cübbesi, İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ile Rektör Prof. Dr. Mustafa Koçak tarafından giydirildi.

Christian Wulff, törende yaptığı konuşmada, “Üniversitenizden fahri doktora unvanı almak benim için bir onurdur. Aynı zamanda Alman-Türk ilişkilerine büyük katkıda bulunan insanların temsilcisi olarak bugün, burada bu unvanı aldım.” ifadelerini kullandı.

Kendisine her zaman Türkiye ile ilişkilerinin neden bu kadar özel olduğunun sorulduğunu ifade eden Wulff, bir Türk aile ile yaşadığı diyaloğu anlatarak, şunları kaydetti:

“Onların babaları bir gün bana dedi ki, ‘Ben Almanya’ya geldim, eşim, çoluğum, çocuğum da geldi. Şimdi torunlarım da burada yaşamaya başladı. Burası bizim vatanımız.”

“Biz burada kalacağız ve bunu da Almanlara göstereceğiz. Biz Türk olmaktan gurur duyuyoruz ve Almanya’da yaşamaktan mutluyuz. Neden bir seçim yapalım ki? Her ikisini de olmak istiyoruz ve burada yaşamak istiyoruz.’ dedi.

“Bu sözler beni gerçekten çok etkiledi. İlişkimin özel olmasının ikinci sebebine gelince, Cumhurbaşkanlığı dönemimde bir kitap yayınlandı. Tamamen Müslüman insanlara karşı ön yargılıydı. Bu kitapla ilgili olarak birçok Alman vatandaşı olan genç bana yazdı.”

“Dediler ki, ‘Sayın Cumhurbaşkanım siz bizlerin, camilerin, imamların ve bizim dinimizin de Almanya’ya ait olduğunu söylerseniz size inanırlar.’ Bunun üzerine ben İslam dininin Almanya’da varlığını sürdürebileceğini ifade ettim. Mentorluk görevini üstlenenler, yol gösterenler hep bireylerdir. Ben hepinizi cesaretlendirmek istiyorum, lütfen sizler de birer yol gösterici olun.”

ÖNE ÇIKANLAR