Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, G20 Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna için hazırladığı 28 maddelik planın kalıcı barış getirmeyeceğini sert sözlerle dile getirdi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, pazar günü Johannesburg’daki G20 Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, ABD destekli Ukrayna planının mevcut hâliyle kalıcı ve güvenli bir barış sağlamayacağını belirtti. Von der Leyen’in sert değerlendirmesi, Avrupa’daki endişelerin giderek arttığı bir döneme denk geldi.
Von der Leyen, “Her inandırıcı ve sürdürülebilir barış planı, öncelikle öldürmeyi durdurmalı ve savaşı sona erdirmeli; gelecekteki bir çatışmanın tohumlarını ekmemelidir.” dedi.
ABD’nin hazırladığı 28 maddelik öneri; Ukrayna’nın toprak vermesini, ordusunun yarıya indirilmesini ve savaş sonrası yeniden yapılanma kârlarının %50’sinin ABD’ye verilmesini öngörüyor. Bu maddeler Kiev başta olmak üzere birçok Avrupa başkentinde ciddi rahatsızlık yaratmış durumda.
Von der Leyen, Ukrayna’nın geleceğini belirleyecek herhangi bir anlaşmada AB’nin tartışmaya kapalı üç kırmızı çizgisi olduğunu vurguladı:
Sınırlar güç kullanılarak değiştirilemez.
Egemen bir devlet olarak Ukrayna’nın ordusuna dışarıdan sınırlama getirilemez; bu, hem Ukrayna’yı hem de Avrupa güvenliğini tehlikeye atar.
Barış sürecinde Avrupa Birliği’nin merkezi rolü eksiksiz şekilde yansıtılmalıdır.
“Ukrayna kendi kaderini tayin etme özgürlüğüne sahiptir. Onlar Avrupa yolunu seçti.” sözleriyle AB’nin tutumunu netleştirdi.
Zirve boyunca müttefikler arasında acil istişareler sürdü. AB liderleri, pazartesi günü Angola’ya gerçekleştirecekleri ortak ziyarette konuyu ele almaya devam edecek.
Bu arada AB yetkilileri, ABD’nin aracılık ettiği görüşmeler için pazar günü Cenevre’ye geçti. Avrupa tarafı, Washington’un hazırladığı taslağa kendi kırmızı çizgilerinin eklenmesi konusunda bastırıyor. Avrupa hükümetleri ile Kiev, planın hazırlık aşamasında büyük ölçüde dışlandıklarını belirtiyor.
Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump önceki sert üslubundan bir miktar geri adım atarak planın “benim son teklifim değil” olduğunu söyledi ancak Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy’ye yönelik “İsterse küçük kalbiyle savaşmaya devam edebilir.” ifadeleriyle baskıyı da sürdürdü.
Avrupa kamuoyunda yankı bulan bu süreç, Ukrayna savaşında ABD-AB görüş ayrılıklarının giderek belirginleştiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
