HABER MERKEZİ – Büyük Britanya’da hayatını kaybeden bir kraliyet ailesi mensubunun yasının nasıl ve ne kadar süre ile tutulacağı normal şartlar altında o kişinin ölümünden önce katı protokollerle belirleniyor.

Ancak koronavirüs salgınına karşı yürürlükte olan önlemler nedeniyle kalabalık kitlelerin bir araya gelebileceği her türlü etkinlik yasak olduğundan, Kraliçe II. Elizabeth’in eşi Prens Philip’in ölümünün ardından Buckingham Sarayı, cenaze törenini önlemlere uygun şekilde düzenlemek zorunda kaldı.

Saray’dan yapılan açıklamada, bu olumsuz koşullara rağmen “Majestelerine layık bir veda düzenleneceği” bildirildi. Buna göre Prens Philip’in naaşını taşıyan kortej TSİ 16.40’ta yola çıktı ve saat 17.00 civarında, Windsor Sarayı’nın arazisi içinde yer alan Aziz George Şapeli’nde ayinin başlaması ile tüm ülkede bir dakika saygı duruşuna geçildi. Televizyondan canlı olarak yayınlanan tören, söz konusu salgın önlemleri nedeniyle çok az sayıda kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Şapel’deki törene, ilk başta davet edilmesi planlanan 800 kişinin yerine sadece 30 kişi alındı. Bu 30 kişi de, Kraliçe II. Elizabeth ile, Elizabeth-Philip çiftinin çocukları, torunları ve hanedanın diğer bazı üyelerinden oluştu.

Aile ile arası iyi olmadığı söylenen Prens Harry de cenaze törenine katılmak için Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) geldi. Harry’nin hamileliğinin son döneminde olan eşi Meghan Markle ise doktorlarının tavsiyesi üzerine uçakla seyahat edemediğinden törene katılmadı. Söz konusu 30 kişilik davetiye listesinde Almanya’dan da, tamamı Alman kökenli Prens Philip’in akrabalarından oluşan üç isim yer aldı.

Koronavirüs önlemlerine riayet edilen cenaze törenine katılanlar maske takarak ve sosyal mesafeye dikkat ederek hareket etti. Buckingham Sarayı’ndan daha önce bildirildiğine gibi hanedan mensupları cenaze törenine, Kraliçe’nin talebi doğrultusunda sivil kıyafetlerle katıldı ve erkek mensuplar üniforma giymedi.

Medyada yer alan bilgilere göre II. Elizabeth bu kararıyla, torunu Harry’nin üniforma giymeyen tek erkek olarak zor durumda kalmasını istemedi. Prens Harry bir süre önce, kendini hanedanın ilk sırasında konumlandıran unvanlarından sürpriz bir şekilde feragat etmiş ve bunun üzerine taşıdığı tüm askeri payeleri de kaybetmişti.