Hafta sonu çok sayıda İngiltere şehrinde kaos va anarşi hakimdi.
Bunlardan biri de Middlesbrough‘ydu. Yerel basından gelen canlı haberlere göre şehirde kaos hala devam ediyor. Sokaklar ırkçı slogan ve hakaretlerle çınlıyor.
Gösterileri kayda alan Daily Mirror‘un haberine göre aşırı sağcı gruptan biri yanındakine soruyor “Sırada hangi arabayı parçalayacağız?”... İngiltere çapında olaylarda çok sayıda araç yakıldı veya tahrip edildi… Göstericiler özellikle polis arabalarını hedef alıyor. Ayrıca etnik azınlıktan kişiler ve malları da hedefler arasında…
Aşırı sağcılardan bir diğeri ise bir bölge sakininin “Neden cam kırıyorsunuz?” sorusuna “Çünkü biz İngiliz’iz” cevabını verdi. Grup, bu gösterilerle İngiltere’ye sahip çıktığına inanıyor.
Aynı şehirde aşırı sağcı protestocular ile arabaları parçalanan küçük bir grup arasında arbede de çıktı. Bir kadın “sizi faşist haydutlar” diye bağırırken, yanında bulunan bir adam polise “Onların şehirde taşkınlık yapmasına neden izin veriyorsunuz” diye bağırdı.
Yerel gazetelerin raporlarına göre yüzlerce aşırı sağcı protestocu, Middlesbrough‘daki Cenotaph’ta polis kalkanlarının önünde toplandı ve polislere tuğla, kutu ve tencere fırlattı. Biri onlara bağırdı: “Burası bizim f******* ülkemiz.” Middlesbrough‘daki bir grup protestocu ise evlerin ve arabaların camlarını kırarak yerleşim bölgesinde yürüdü. Bir kişi kırık cam parçasını bir evin penceresinden içeri fırlattı.
Gösterilerin çoğunda başka şehirlerden ırkçı grup takviyesi olduğu düşünülüyor. Eylemlerin belli bir merkezden yönetildiği ve siyasi maksatlı olduğu da iddialar arasında. Şiddet dolu eylemlerin İşçi Partisi’nin iktidara geldiği seçimlerden hemen sonra başlaması da dikkat çekici bir husus.
Cumartesi günü İngiltere’nin Liverpool, Hull, Blackpool ve Belfast dahil olmak üzere birçok kasaba ve şehrinde göçmen karşıtı göstericiler ile karşıt göstericiler arasında çatışmalar çıktı, polis memurları saldırıya uğradı ve yaralandı.
Liverpool’da yakın zamanda açılan bir kütüphane ve Hull’da bir ayakkabı mağazası da dahil olmak üzere binalar yakıldı ve yaygın yağma raporları var. Bu haftaki isyanlar, pazartesi günü Southport‘ta bir dans dersinde üç küçük kızın bıçaklanarak öldürülmesiyle başladı. Şüphelinin kimliği ve göçmenlik statüsüyle ilgili internette yayılan kasıtlı yanlış bilgiler olayları ateşledi. Olaylar, ilk iki gün Southport‘tan Londra, Manchester ve Hartlepool‘a taşındı ve polis araçları, karakollar saldırıya uğradı, bazıları ateşe verildi.
Cuma ve Cumartesi günü ise Sunderland, Hull, Liverpool, Stoke-on-Trent, Nottingham, Bristol, Manchester, Blackpool ve Belfast‘ın da aralarında bulunduğu 30’dan fazla kent ve kasabada meydana gelen ve çok sayıda polis memurunun yaralandığı şiddet olaylarında bazı camiler ve azınlık mensupları da saldırıya uğradı. Çeşitli şehirlerden market ve işletme yağmalama haberleri de geliyor.
İçişleri Bakanı Yvette Cooper, çatışmalara karışanların “bedelini ödeyeceğini” ve “suç teşkil eden şiddet ve düzensizliğin Britanya sokaklarında yeri olmadığını” söyledi. Başbakan Sir Keir Starmer, Birleşik Krallık’ın bazı bölgelerindeki huzursuzluk konusunda bakanlarla acil görüşmeler yaparken, polisin toplulukları korkutarak “nefret tohumları ekmeye” çalışan “aşırılıkçılara” karşı harekete geçmek için “tam desteğine” sahip olduğunu söyledi.
Muhalefet ise yeni hükümetin 100 gün bile geçmeden İngiltere’yi mahvetmek üzere olduğunu açıkladı.Olaylar, İngiltere’de aşırı ağın ne kadar yaygın ve örgütlü olduğunu gösterdi. Oysa ki İngiltere, kıta Avrupasına göre ırkçılık konusunda daha iyi bilinirdi.
