Avrupalı Türkler Kurultayı nasıl değerlendiriyorlar?
CHP 38. Kurultayına katılan delegeler oylarını değişim yönünde kullandılar ve Özgür Özel’i yeni Genel Başkan seçtiler. Cumhuriyetin kurucu partisinden beklentiler büyük. Kongreye Avrupa’daki Türkiyelilerden de ilgi büyüktü. CHP Parti Meclisine, 7 milyona yakın yurttaşın yaşadığı yurt dışından bir temsilci seçilmemesi ise Almanya’da yine büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Gözde Sapanlı- İletişim Danışmanı (Manchester-İngiltere- Gazeteci/Yazar)
CHP, gerçekleşmesi uzun zaman alan, geç kalınmış bir lider değişikliği yaşadı. Ancak “gelen gideni” aratırsa bu CHP’nin sonu olur. Bu nedenle Özgür Özel en ufak bir hata bile yapma lüksüne sahip degil. Her attığı adım, her söylediği söz çok çok çok önemli. Bugüne kadar hiç bir parti lideri değişiminde böyle bir durum yaşanmadı. CHP tarih yazacaksa asıl bundan sonra yazacak.
Yurtdışı, özellikle Birleşik Krallık ve Kıta Avrupasın da yaşayan Türk seçmenin profili Türkiye’deki seçmenden çok farklı. Hiç bir partinin yurtdışında yaşayan Türk seçmen profilini analiz ettiğini sanmıyorum. Son yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuçları etkileyen yurtdışı seçmen oyları oldu. O zaman yurtdışına en iyi yatırımı yapan ya da yapacak parti avantaj elde edecek. Özgür Özel’in bu konuyu yakın zamanda ele alacağını sanmıyorum. Yapılacak işler listesinin en sonundaki maddelerden biri bile olabilir ama çok çok çok önemli. Parti organlarında 1-2 kişi bile olsaydı yurtdışından biraz umudum ve beklentim olurdu ama yok. Bu nedenle de umudum yok. Özel’in “tesadüfi” bir lider olduğunu düşünüyorum, arkasından kitleleri taşıyacak bir profil değil ve CHP’ye sıçrama yaptıracağını düşünmüyorum. Ancak, Sayın Kılıçdaroğlu’nun “sonunda” koltuğunu bırakmasını sağlayan isim olmasından dolayı da memnunum.
Serdar Erdost | Gazeteci, Bilim ve Kültür Enstitüsü “bil-kult” Başkanı ve Avusturya CHP Sosyal Demokrat Birliği kurucusu,
CHP’de temsil hakkı yurtdışının büyük iradesidir. Yurtdışında yarım asrı geçen bir süredir yaşayan insanlarımız için sadece Türkiye ilgili gümrük, mülkiyet, ulaşım, karşılıklı sosyal anlaşma konuları gündemi oluşturmuyor. Aynı zamanda, artık azınlık konumuna gelmiş insanlarımızın, çalıştıkları, işletme sahibi oldukları yaşamlarının merkezine dönüşmüş ülkelerde de (Avrupa, Büyük Britanya, ABD, Avusturalya vb…) oturum, konut, eğitim, işsizlik, kimlik yaratımı, anadilin korunması, vatandaşlık, sivil ve ceza hukuku, siyasi katılım, aşağılanma ve ırkçılık gibi alanlarda destek ve çözümlere gereksinimleri var. Bu anlamda, Türkiye siyasi yaşamında önemli ve ciddi bir yeri olan Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) üst yönetim yapılanmasında, bu ülkelerdeki insanlarımızı temsil edecek kadrolara yer vermesi artık kaçınılmaz gözükmektedir. Bu konuda Parti Genel Merkezinde bu ülkelerde yaşayan, konulara hakim, bu ülke siyasetinde sosyal demokrat kurumlarla (Parti, Sendika, Vakıflar ve Odalar) iyi ilişkiler içinde bulunan, kendisini CHP ile siyasal özdeştirebilen uzman niteliğindeki kişilere görev verilmelidir.
CHP şimdiye kadar bu konudaki samimiyetini göstermiştir. Bir dizi çalıştayla konunun önemine yer ayırmıştır. Fakat bunun yeterli olmadığını görmek için illa da yılların geçmesini beklemek gerekmemektedir. Sorunların saptanmasının yanı sıra, bunların çözümlerini gerçekleştirmek için de aynı derece yoğun uğraş göstermek kendiliğinden anlaşılan bir olgudur. Bu uzman konumundaki CHP Genel Merkezi’nde ve Parti Meclisi’nde görev alacak kişiler, aynı zamanda ülkelerdeki kurumlarla iletişimi amaca yönelik, çözüme odaklı canlı ve işler durumda tutabilirler. CHP, gerekli alanlarda bu kişilerin kanalları açmasıyla, ilgili ülkelerin bölge ya da eyalet düzeyindeki yasama ve yürütme kurumları ile çözüm sürecinde ciddi, bilen siyasi taraf olma olanağını yakalayabilir. Bu da, o ülkelerde çözümlere etki etme ve sonuçlandırma konusunda CHP’nin Türkiye’de mutlaka iktidar partisi olmasına gerek kalmadan gerçekleştirilebilir.
Aynı zamanda o ülkelerde CHP’in çözüm sürecinde ağırlığını belirleyici biçimde hissettirmesi, sosyal demokrasi hareketinin özümsenmesine ve gelişmesine yol açacaktır. Böylece siyasi örgütlemenin de yolları açılarak güçlendirilecektir.
Yurtdışından, insanlarımızın yoğun olarak bulunduğu ülkelerden gelen kişilere Parti Meclisi’nde veya Bilim Kültür Platformu ve Genel Merkez’de siyasi kişilik ve temsil hakkının tanınması, CHP yurtdışı örgütlenmesinin olmazsa olması olmuştur. Kendisini yurtdışında yaşayan insanlarımızın bir iradesi olarak gösteren bu olgu, CHP’nin hem yurtiçinde hem de yurtdışında inandırıcılığını artıracak mutlak bir faktör olarak görülmelidir.
Kenan Kolat, Berlin CHP Birlikleri Başkanı, Berlin-Almanya
CHP Berlin Birliği olarak son Mayıs ayında gerçekleşen genel seçimler sonrası 26 sayfalık bir rapor hazıırlayıp kadroların, Genel Başkanın ve CHP’nin siyasi yapısının, çizgisinin değişimi için Genel Merkeze öneriler sunmuştuk. Özgür Özel’in genel başkan olması çok sevindirici, bu değişimi biz olumlu buluyoruz. Sadece Özgür Özel değil, birçok başka genç yöneticide partinin organlarına seçilmişlerdir. Yargı krizindeki tavırlarıda partimizin aktif ve etkin bir siyaset izleneceği yolunda önemli sinyallerdir. Yurtdışında temsilcinin olmaması büyük bir eksikliktir ama bu önümüzdeki dönemde bir tüzük değişikliğiyle aşılacaktır diye umuyorum.
Birol Keskin, Sendikacı, SPD Almanya-Bielefeld Belediye Meclis Üyesi, Fikir Atölyesi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
CHP’deki bu kan değişimi gerekli ve geç kalınmış bir kan değişimidir. Maalesef muhalefetsiz bırakılmış bir Türkiye’nin bu değişime acil ihtiyacı vardı. Özgür Özel yeterli mi, partiyi ileriye taşıyabilecekmi bunu önümüzdeki aylarda, Mart 2024’deki yerel seçimlere kadar göreceğiz. Ancak izlenimlerde de görüleceği üzere ince bir planlama ile genel başkanlık koltuğuna getirilmiş görünüyor. Bununda en önemli kanıtı Ekrem İmamoğlu ile birlikte hareket etmesinde görüyoruz. Bu izlenimim kongreyi yerinde izleyen arkadaşlarım tarafından da doğrulanmıştır. Yeni parti meclisine seçilen yöneticilerin bir çoğunun Ekrem İmamoğlu tarafından da desteklenmesi kişiler olması tesadüf değildir. Yurtdışından parti meclisine kimsenin alınmaması ise beni hiç şaşırtmadı. Zaten bu şartlarda böyle bir beklenti içinde bulunmak bugünkü CHP de bir hayalden öte gidemez.
Ufuk Evla Bostan, Gazeteci – Sosyal Pedagog
Değişimi olumlu buluyorum ama yeterli olduğunu düşünmüyorum , Özel mutlaka bugünkü durumdan daha iyi bir hale getirir ama değişim köklü olmalı, yüzeysel DEĞİL !! Bu değişim için tek başına Özel’in dayatması yada dizaynı yetmez, eski kafalı parti meclisinin, disiplin kurulu üyelerinin ve delegelerin de buna hazır olması, hazırlanması gerekir. Parti içi demokrasiyi işletmeleri gerekir, Özel, pozitif, genç, modern, yenilikçi ve reformist bir rüzgar estirecek gibi duruyor ama tek başına Özel değil, ondan beklenti çok olmamalı, beklenti parti üyelerinden ve iç yapıdan olmalı…
Diğer soru; Tabii ki yurtdışından parti içi organlara tek adam çıkarılmaması son derece sorunlu. Bu ve bunun gibi tavırlar eskiden de vardı. Sanırım bu tavrını CHP uzun yıllar düşürecek gibi duruyor. CHP son yıllarda batıya göç eden akademisyenleri, batı da sosyalizasyonunu tamamlayan iki üç yabancı dil bilen eğitimli insan potansiyelini artık kullanmalı. Onlara parti de önemli göreyler vermelidir. Çünkü bu genç yada tecrübeli insanlar, Türkiye ile yaşadıkları ülkeler arasında pekala köprüler kurabilir. Ticareti geliştirebilir, yeni işyerleri yaratabilir, kültürel diyaloğu sağlayabilirler. CHP ayrıca mezhepler partisi kimliğinden de bir an evvel kurtulmalıdır.