Avrupa Parlamentosu’nda ‘elektrikli araç’ krizi

Avrupa Parlamentosu üyeleri, benzinli ve dizel otomobillerin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını öngören Yeşil Mutabakat'ı saatlerce tartıştı.

PANORAMA-NEWS 10 Ekim 2024 AVRUPA

Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Salı günü otomobil endüstrisinin karşı karşıya olduğu “kriz” üzerine yapılan bir tartışmada Komisyon, 2035 yılından itibaren yeni benzinli ve dizel araçların satışının fiilen yasaklanmasını savunurken, iklim politikasının kilit hedefi konusunda AP üyeleri arasındaki sağ-sol ayrımının altı çizildi.

Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis, Strazburg’da milletvekillerine yaptığı açıklamada, “Hedef, üreticiler ve yatırımcılar için kesinlik yarattı” dedi ve adil bir geçiş sürecinin planlanması için de yeterli zaman sağlandığını belirtti.

Dombrovskis, şarj noktaları gibi altyapının yaygınlaştırılması için de bağlayıcı hedefler olduğunu vurgularken, Avrupa genelinde yaygınlaştırmanın şu ana kadar “dengesiz” bir hal aldığını kabul etti. “Tüm AB üye ülkelerinde elektrikli araçların benimsenmesinde beklenen artışı desteklemek için şarj altyapısının genişletilmesi ve eşit bir şekilde dağıtılması aciliyet arz etmektedir,” dedi.

Merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) ulaştırma politikaları sorumlusu Jens Gieseke de aynı konuyu “dönüşümün işe yaramadığının” kanıtı olarak ele aldı. Alman milletvekili, Avrupa’nın geçişe hazır olmadığını ve “elektrikli araçlar için gerekli altyapıdan” yoksun olduğunu söyledi.

Gieseke EPP’den ve daha sağdaki partilerden diğer Avrupa Parlamentosu milletvekilleriyle birlikte, otomobillerin ortalama CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik bir ara hedef için yaklaşan son tarihe işaret etti.

Buna göre otomobil üreticileri hala hedefin çok uzağındalar ve 2025’in sonuna kadar satış portföylerini radikal bir şekilde değiştirmezlerse milyarlarca euroluk para cezasıyla yüzleşecekler.

Gieseke sözlerini şöyle sürdürdü: “Otomotiv endüstrisi büyük bir kriz içinde. Mevzuat çerçevesi çok dar ve esnek değil. Bunun sonuçları dramatik olacaktır.”

Avrupa Çevre Ajansı (EEA) tarafından haziran ayında açıklanan geçici verilere göre, 2023 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ile Norveç ve İzlanda’da 10,7 milyon adet binek otomobil satıldı ve test koşullarında kilometre başına ortalama 106,6 gram CO2 salınımı gerçekleşti.

Bu rakam, mevcut 115,1 gramlık sınırın oldukça altında; ancak 2019’dan bu yana yürürlükte olan mevzuat uyarınca önümüzdeki yıl 93,6 grama çekilmesi öngörülüyordu.

Firmalar, sınırı her aştıkları gram için satılan araç başına 95 euro (3,560 TL) ceza ödeyecek. Yani geçen yılki emisyon verileri 2025 yılında tekrarlanırsa, sektör genelinde 13 milyar euronun (487,63 milyar TL) biraz üzerinde bir tutar ödenmesi kararlaştırılacak. Minibüsler için hedefin tutturulamaması muhtemelen son rakama birkaç milyar daha ekleyecek.

Gieseke’ye göre çözüm, EPP içindeki Alman muhafazakârlarının “eski bir talebi” olarak nitelendirdiği içten yanmalı motorların yasaklanmasının kaldırılmasında yatıyor. Gieseke ayrıca dekarbonizasyon için “geniş bir yaklaşım” çağrısında bulundu. AP üyesi, “Elektrikli araçlara odaklanmak çıkmaz sokaktır, geniş bir teknoloji karışımına ihtiyacımız var. Ayrıca iklim açısından nötr yakıtları da tanımalıyız,” dedi.

Merkez sol Sosyalistler ve Demokratlar grubundan Mohammed Chahim, Çin’in elektrikli araç endüstrisini geliştirmede AB’yi “geride bıraktığı” uyarısında bulunarak Dombrovskis’in Avrupalı üreticilerin enerji ve hammadde maliyetlerinin ana rakiplerinden yaklaşık yüzde 30 daha yüksek olduğu yönündeki sözlerini yineledi.

Hollandalı milletvekili, “Çin’in elektrikli otomobilleri çok daha ucuz. Bu alanda liderliği ele geçirmiş durumdalar,” dedi. Ancak çözümün iklim politikası hedeflerinden vazgeçerek sağlanamayacağını hatırlattı.

Chahim, “Yeşil Mutabakat’ın ertelenmesi için lobi yapan şirketler ve aktörler, işçilerin ve daha da önemlisi Avrupalı tüketicilerin geleceğini değil, sadece kısa vadeli kazançlarını düşünüyorlar,” dedi.

Chahim’in sözlerine rağmen, milletvekilleri arasındaki tartışmada Çin’in elektrikli araçları ve AB’deki fabrikaların kapanmasıyla ortaya çıkan teknolojik uçurumun ele alınması konusunun gözden kaçırıldığı görüldü.

AB, Pekin tarafından reddedilen haksız devlet sübvansiyonlarını gerekçe göstererek Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara gümrük vergisi uygulayarak kısasa kısas bir ticaret savaşının fitilini ateşledi.