Yaklaşık 370 milyon Avrupalı, 6-9 Haziran tarihlerinde sandık başına giderek Avrupa Parlamentosu'nda (AP) gelecek beş yıl görev yapacak isimleri belirleyecek
Yaklaşık 370 milyon Avrupalı, 6-9 Haziran tarihlerinde sandık başına giderek Avrupa Parlamentosu’nda (AP) gelecek beş yıl görev yapacak isimleri belirleyecek. Bu yılki seçimler birçok ilki de beraberinde getiriyor. İşte 8 soruda, seçmen sayısının 1 milyara dayandığı Hindistan’dan sonra dünyanın en büyük ikinci seçimlerine dair bilmeniz gerekenler:
Bu yılki seçimler, 1979’da AP için ilk sandıkların kurulmasından beri yapılan 10’uncu oylama olacak. Yarış, Perşembe günü Hollanda’da sandıkların açılmasıyla başlayacak. İlk sonuçlar için 9 Haziran akşamı, tüm üye ülkelerde sandıkların kapanmasını beklemek gerekecek.
AP içinde kaç vekille temsil edilecekleri ülkelerin nüfuslarına göre değişiyor. Malta, Lüksemburg ve Kıbrıs 6’şar vekille AP içinde en az sayıda kişiyle temsil edilen ülkeler.
En fazla sandalye sayısına ise 96 ile Almanya sahip. 2019’daki seçimlerde 751 sandalyeli bir parlamento kuruldu. Ancak geçen sürede Brexit gerçekleşti ve İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrıldı. İngiliz vekillerin meclisten çıkmasıyla koltuk sayısı 705’e düşerken 9 Haziran’da kurulacak meclis 15 artışla 720 kişiden oluşacak.
AP seçimlerinde Birlik üyesi 27 ülkenin vatandaşları oy kullanabiliyor. Belçika, Avusturya ve Malta’da oy kullanma yaşı 16, Yunanistan’da ise 17. Bu yıl ilk kez Almanya’da da seçmen yaşı 16’ya çekildi.Böylece AB’nin en kalabalık ülkesinde seçmen sayısı 61 milyondan 65 milyona çıktı. Gençlerin oy tercihleri yakından izleniyor.
Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım genelde düşük oluyor. 1979’da görülen yüzde 62’lik katılım oranından beri sürekli bir gerileme kaydediliyordu. Bunun tek istisnası 2019’da yapılan bir önceki seçimler oldu. O yıl Avrupalı seçmenin ilgisi, 2014’tekinin 8 puan üzerine çıktı. Anketler bu yıl katılımın daha da artacağına işaret ediyor.
AP, Avrupa Birliği organları içinde üyelerinin doğrudan halk oyuyla belirlendiği tek kurum. Parlamentonun Belçika’nın başkenti Brüksel ve Fransa’nın kuzeyindeki Strasbourg kentinde yerleşkeleri bulunuyor. Genel olarak daha kritik konular Strasbourg’da, rutin toplantılar Brüksel’de yapılıyor.
AP, Birliğin yürütme organı olan Avrupa Komisyonuna karşı bir denge ve denetleme mekanizması olarak çalışıyor. İklimden bankacılığa 27 üye devleti ilgilendiren her düzenleme vekillerin onayından geçmek zorunda. Ayrıca Ukrayna’ya gönderilecek silah yardımları gibi kritik unsurları içeren Birlik bütçesi için de AP’nin onayının aranması şart.
Avrupa Komisyonu başkanı da AP vekillerinin oylarıyla seçiliyor. Komisyon Başkanının, Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve diğer tüm komiserler ile birlikte heyet halinde parlamentodan onay almaları şart.
Kampanya dönemi her ülkede ulusal partiler arasında bir yarış halinde geçiyor, ancak bir kez seçildiklerinde vekiller AP içinde uluslarüstü birliklere dahil oluyorlar. Halihazırda 705 koltuktan 176’sının sahibi olan merkez sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP) en büyük grup. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de EPP üyesi.
Merkez sol çizgideki Sosyalistler ve Sosyal Demokratlar (S&D) 139 sandalye ile ikinci sırada. Liberal eğilimli Renew Europe 102, Yeşiller ise 72 vekille temsil ediliyor. Aşırı sağ partiler ise Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) ile Kimlik ve Demokrasi (ID) adlı iki gruba bölünmüş durumda.
Haziran seçimlerinde aşırı sağ partilerin oylarını artırmalarına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak çoğunluğu ele geçirmekten uzak kalacaklar.
ECR’nin halihazırda 69 vekili var. ID ise kısa süre önce küçülmek zorunda kaldı. Almanya için Alternatif (AfD) partisinin önde gelen isimlerinden Maximilian Krah, bazı Nazi subaylarının suçsuz olduğu yönünde açıklama yapınca parti ID grubundan kovuldu. AfD dışlanınca grubun geriye 49 sandalyesi kaldı.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni AP içinde sağ partileri tek çatı altında birleştirmeyi umduğunu söylemişti, ancak başta Rusya olmak üzere birçok konuda anlaşmazlıkları bulunuyor. Öte yandan yüksek enflasyon ve savaşların etkisiyle Liberaller ve Yeşillerin oy kaybetmesi; EEP ve S&D’nin ise ilk iki sıradaki konumlarını korumaları bekleniyor.
Sandığa günler kala seçmenin de partilerin de gündemindeki ilk konu Ukrayna savaşı. Savunma ve güvenlik kampanya döneminin öne çıkan teması oldu.
AB’nin Ukrayna’ya ekonomik ve askeri desteği sıkça tartışıldı.
Anketlere göre, Avrupa nüfusunun büyük çoğunluğu Rusya’ya karşı Kiev’i silahlandırmaya devam etmekten yana.
Savaş ve hemen öncesinde yaşanan COVID-19 pandemisinin ekonomiye olumsuz etkisi ise hâlâ hissediliyor. Her ne kadar göstergeler olumlu yönde seyretse de kiralardan zeytinyağına birçok şey pandemi öncesinden daha pahalı. Bu durum seçmenlerin iklim politikalarına olan desteğini de sarstı.İklim hedeflerini tutturabilmek için atılan adımların maliyetleri artırdığından yakınan çiftçiler geçtiğimiz aylarda, Birliğin en büyük tarım üreticileri Hollanda ve Fransa başta olmak üzere haftalar süren protestolar gerçekleştirmişti.
Göç politikaları da gündemde. AB ülkelerine göçmen ve sığınmacı girişi 2023’te yeniden yükselişe geçerek 2015-16’daki krizden bu yana en yüksek seviyeye ulaşırken, aşırı sağ partiler bu durumu kampanyalarında sık sık işledi.