Devlet yüzyıllardır kiliseye para ödüyor. Alman medyasındaki haberlere göre, koalisyon hükümeti, bu devlet ödemelerine son verilmesini istiyor.
Almanya’da, trafik ışığı koalisyonundan politikacılar, devletin kiliselere yaptığı ödemeleri sona erdirmek için bir yasa tasarısı üzerinde çalışıyor. “Frankfurter Allgemeine Zeitung”, politikacıların taslağı sonbaharda sunmak istediklerini bildirdi. Taslağı, Federal Konsey’in onayı olmadan yürürlüğe girebilecek şekilde hazırlamak istiyorlardı. Federal eyaletler bu nedenle plana karşı çıkıyor.
Rapora göre, devlet yardımlarının sona erdirilmesine ilişkin şartların tasarıda muğlak kalması gerekiyor ki eyaletler meclisinin onayı gerekmesin.
Devlet 200 yılı aşkın süredir ödeme yapıyor
Saksonya-Anhalt Eyaleti Başbakanlık Müsteşarı Rainer Robra, trafik ışığı koalisyonunu tek başına hareket etmemesi konusunda uyardı. Robra gazeteye verdiği demeçte “Alman devlet yapısının onay gerektiren bir yasa sunması daha uygun olur” dedi.
Devletin kiliselere yaptığı ödemeler esasen “sekülerleşmenin” bir sonucu. Bundan 200 yıldan daha uzun bir süre önce, 19. yüzyılın başında kilise mülkleri ve toprakları kamulaştırılmıştı. Bu dönemin bir sonucu olarak devlet kiliselere tazminat ödemek zorunda kalmıştı. Sonuç olarak her yıl birkaç yüz milyon Euro ödenmeye devam ediliyor.
Devletin bir defaya mahsus bir meblağ ödemesi gerekecek
Özellikle, Hamburg ve Bremen şehir eyaletleri haricindeki tüm federal eyaletler, bu parayı piskoposlar ve rahipler de dahil olmak üzere din adamlarının maaşlarının bir kısmını ödemek için kullanıyor. Büyük bir kısmı ise bina bağışları olarak adlandırılan, kiliselerin korunması için verilen paraya aktarılıyor.
Yüz yıl kadar önce Weimar Anayasası bu ödemeleri geri alma yükümlülüğünü içeriyordu ve Anayasa da bu yükümlülüğü 140. Maddede kabul etti. Bu, düzenli transferleri sona erdirmek için devletin belirli bir miktarı yeniden ödemesi gerektiği anlamına geliyor. Bunu uygulamak için federal hükümetin yasal çerçeveyi belirlemesi ve her federal eyaletin kiliselerle bireysel anlaşmalar yapması gerekecek.
CDU/CSU meclis grubunun hukuk politikası sözcüsü Günter Krings, bunun yerine ilgili hükmün Anayasa’dan çıkarılmasını öneriyor. Krings, “Devlet ve kilise arasındaki ilişki 1919’dan bu yana, devlet katkılarının yerini almasa bile iyi işledi” dedi.
Bu nedenle, anayasal yetkinin bu haliyle faydasını yitirip yitirmediği ve Anayasa’da değişiklik yapılarak kaldırılıp kaldırılamayacağı sorusu ortaya çıktı.
