Alman meclisinden Türkiye’deki seçime flaş yorumlar

HABER MERKEZİ – Alman siyasi partilerin dış politika sözcüleri, baskılara rağmen büyük kentleri kazanmayı başaran muhalefetin başarısını ‘takdire şayan’ bulurken Erdoğan’a ‘halk iradesine saygı’ çağrısı yaptı. Türkiye’deki yerel seçimler Almanya’da da yakından takip edilirken, Deutsche Welle Türkçe, Alman meclisindeki siyasi partilerin dış politika sözcülerinin değerlendirmelerini derledi. Koalisyon hükümetinin ortaklarından Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Dış Politika Sözcüsü

PANORAMA - NEWS 01 Nisan 2019 AVRUPA

HABER MERKEZİ – Alman siyasi partilerin dış politika sözcüleri, baskılara rağmen büyük kentleri kazanmayı başaran muhalefetin başarısını ‘takdire şayan’ bulurken Erdoğan’a ‘halk iradesine saygı’ çağrısı yaptı.

Türkiye’deki yerel seçimler Almanya’da da yakından takip edilirken, Deutsche Welle Türkçe, Alman meclisindeki siyasi partilerin dış politika sözcülerinin değerlendirmelerini derledi.

Koalisyon hükümetinin ortaklarından Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Seçim sonuçlarını kabul etmeli ve saygı göstermeli” diye seslendi.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı verilere göre CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun yarışı önde götürdüğüne dikkat çeken Schmid, “Şimdi önemli olan seçmen iradesine saygı gösterilmesi, seçim sonuçlarının kabul edilmesidir” dedi.

Seçim sonuçlarını “AK Parti iktidarı için hayal kırıklığı, CHP için başarı” diye niteleyen SPD’li Sözcü, AK Parti’nin kampanya dönemi boyunca otoriter ve kısıtlayıcı politikalarına rağmen muhalefetin önemli büyükşehirleri kazanmayı başardığını, bunun Türkiye’de siyasi çoğulculuğun bir ölçüde korunabildiğini gözler önüne serdiğini söyledi.

Yerel seçim sonuçlarının aynı zamanda Türkiye’de Avrupa yanlısı olanların ve seküler kesimin gücünü gösterdiğini belirten Schmid, “Muhalefet, AK Parti’nin medya ve kamu idaresindeki hakimiyetinin sağladığı üstünlüğe rağmen seçmenleri mobilize etmeyi başardı, bu gerçekten de takdire şayan bir başarıdır” diye konuştu.

SPD’li milletvekili, bundan sonraki süreçte Türk hükümetinden beklentilerini şöyle dile getirdi:

“Türk hükümetinden beklentimiz seçim sonuçlarını ve siyasi çoğulculuğu kabul edip, ekonomik reform sürecini başlatmasıdır. Kısa vadeli önlemlerle ekonomik krizin etkileri hafifletilmeye çalışıldı ancak Türkiye’nin daha çok inovasyon, iyi eğitim, şeffaflık ve hukuk devletine odaklanan bir büyüme modeline ihtiyacı var. Ekonomide yolsuzluk olduğu müddetçe, şeffaflık olmadıkça yabancı yatırımcılar da beklenen ilgili göstermeyecektir.”

Muhalefetteki Sol Parti’nin Dış Politika Sözcüsü Stefan Liebich, yerel seçimlerin adil ve özgür olarak nitelendirilemeyeceğini, ancak bununla birlikte tüm baskılara rağmen ortaya çıkan seçim sonuçlarının muhalefetin direnişinin önemli bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

Liebich şunları söyledi: “Medyadaki tek sesliliğe ve tüm baskılara rağmen, siyasetçilerin hapsedilmesine rağmen, pek çok büyükşehirde muhalefetin kazanmayı başarmış olması çok iyi. Bu Erdoğan ve AK Parti’ye olan direnişin bir göstergesidir.”

Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanımaması durumunda buna ‘çok da şaşırmayacağını’ dile getiren Liebich, “Ancak suyun kaynadığı bir tencerenin kapağını kapalı tutamazsınız. Bu işe yaramaz. Erdoğan halkın iradesine saygı göstermek zorunda” dedi.

Sol Parti’nin Dış Politika Sözcüsü, özellikle HDP’nin kayyım atanan pek çok kentte belediye başkanlığını kazanmış olması ve diğer bölgelerde muhalefetin kazanmasına katkı sağlamış olmasından büyük memnuniyet duyduklarının altını çizerek şöyle devam etti:

“HDP provokasyona gelmedi, seçim kampanyası yürüttü. (HDP eski eş genel başkanı Selahattin) Demirtaş, seçmenlerine oy verme çağrısı yaptı ve sonuç alındı. Tüm baskılara rağmen HDP büyük ölçüde kalelerini geri kazandı.”

Yeşiller Partisi’nin Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, seçim sonuçlarını, ‘seçmenden Erdoğan ve partisi AKP’ye verilmiş bir uyarı’ olarak değerlendirdi.

Yürüttüğü agresif seçim kampanyası ve hakim olduğu medyanın tek taraflı yayınlarına rağmen Erdoğan’ın seçimlerde iktisadi bakımdan güçlü metropolleri kazanmayı başaramadığına vurgu yapan Nouripour, “Birçok yurttaş, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu kötü durumdan AKP’yi sorumlu tutuyor. Yurttaşlar, otoriter hükümetin iyileşmeyi sağlayabileceğine inanmıyor” diye konuştu.

Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanımaması, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak kayyım ataması ihtimalinden endişe duyduklarını aktaran Yeşiller Partisi Sözcüsü, “Çünkü Türk hükümetinin politikaları kendi gücünü muhafaza etmeyi amaçlıyor” görüşünü kaydetti.

Muhalefetteki liberal eğilimli Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Dış Politika Sözcüsü Bijan Djir-Sarai da kampanya dönemi boyunca muhalefet partilerine yönelik suçlamaları ve baskıları eleştirerek “Türkiye’de özgür ve demokratik seçimler beklentisi karşılanmadı” dedi.