Cemal Taş, ”İsyan olsaydı insanlar silahlarını teslim etmezdi’’

DUİSBURG- Moderatörlüğünü Yılmaz Kahraman’ın yaptığı toplantıda, Depremde yaşamını yitirenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından Necati Tayani, Zazaca dersim yöresinden türküler seslendirdi. Toplantıya yoğun ilgi vardı. 800’e yakın kişiyle konuşan Cemal Taş, Tunceli (Dersim) kültürü ve 1938 Dersim Katliamı’na ilişkin o dönemin tanıklarının anlattıklarını derleyerek büyük bir arşiv oluşturdu. “Dağların Kayıp Anahtarı”

FATİH ÇİMEN 25 Mart 2023

DUİSBURG- Moderatörlüğünü Yılmaz Kahraman’ın yaptığı toplantıda, Depremde yaşamını yitirenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından Necati Tayani, Zazaca dersim yöresinden türküler seslendirdi. Toplantıya yoğun ilgi vardı.

800’e yakın kişiyle konuşan Cemal Taş, Tunceli (Dersim) kültürü ve 1938 Dersim Katliamı’na ilişkin o dönemin tanıklarının anlattıklarını derleyerek büyük bir arşiv oluşturdu. “Dağların Kayıp Anahtarı” kitabının da yazarı olan Taş, Dersim üzerine çalışan herkese arşivinin açık olduğunu belirterek, “Bir yüzleşme sağlansın, unutulmasın diye arşivledim bunları” dedi.

’Dersim katliamı ve tarihsel süreci’’ adlı panel Araştırmacı-Yazar Cemal Taş’ın sunumuyla başladı. 17’nci yüzyılda Dersim adının kullanıldığını belirten Cemal Taş, ’’Dersim’de iz bırakan kavimler vardır. Ancak şimdi biz yakın tarihimize bakacağız. Dersimsililierde Kırmancki bir üst kimliktir. Bu da o coğrafyada yaşayanların kimliğidir. Ocakzedelere ise biz de Evladı Resul derler. Kırmancıye beleke (alaca) derler. Bu da çok çeşitliliği, renkliliği ifade eder. Kırmanciye de Su, Ateş, toprak, kutsal olarak bilinen bir yaşam biçimidir. Her ev de bir cemevidir’’  dedi.

‘Dersim’i islah projeleri Osmanlı’dan beri var’

Osmanlı döneminde Yıldırım Bayezid ile iyi ilişkileri kuran Aleviler, Yavuz’un iktidara gelmesiyle o ilişkiler bozulur. Yavuz döneminde yapılan katliamlarda 40 bin Alevi kırıldığını söyleniyor. Birinci dünya savaşında Ahmet Cemalettin Çelebi rüyasında görmüş ve Dersim bölgesi Ocaklarını ve Seyyidlerini toplamış. Üryan Hızır Ocağı, Seyyid Sabur Ocağı ve Derviş Beyaz Ocağı başta olmak üzere Ahmet Cemalettin Çelebi’ye uyarak, Doğu Alayına katılmışlar. Rus işgaline karşı savaşmışlar. Bu savaşta elde ettikleri silahları da birlikte geri getirmişler. Dersimin tarihi ismiyle kırmanciye, doğa alevi öğretisinin yaşam garantisidir. Bütün canlıların yaşamını garanti altına almıştır. Dersim’i islah projeleri Osmanlı zamanından beri vardır. Bu da karşı kimliklere tahamülsüzlüğü gösteriyor.

‘Bunlar Dersimli. Bunlar isyan etmişlerdi. Bu yüzden de kırıldılar’

Çocukluğu boyunca tanık olduklarını, 1938 yılında yaşananlara dair büyüklerin konuştuklarını yıllar sonra anlamlandırdığını belirten Cemal Taş, çalışmalarından elde ettikleri doğrultusunda şunları söyledi: “Küçüklükte annelerimizin kendi aralarında konuştukları hikâyelerin ne olduğunu yetişkinlikte sorguladık ve bazı şeyleri anlamaya başladık. Kentlere gittiğimizde, ‘Bunlar Dersimli. Bunlar isyan etmişlerdi. Bu yüzden de kırıldılar’ gibi cümleler duyuyorduk. Bu cümleler üzerinden kendi kendime bazı sorular soruyordum. Hatta bu isyancılıkla övündüğüm bir dönem de olmuştu. ‘Biz isyancıyız, boyun eğmeyiz, ötekileştirmeye itiraz ederiz’ derdim ama bu tanıklarla görüştükten sonra anladım ki ortada bir isyan yok. Konuşmaya başladığımız yaşlılar 1935 yılında çıkan bir kanundan bahsediyorlar. Bu kanun çıktıktan sonra Dersim’e köprüler, yollar, kışlalar yapılıyor. Bu kışlalarda, bu yollarda Dersimliler çalışıyor. Daha sonrasında bölgede yaşayanların silahları toplanıyor. Bu silahları da devlet adına çalışan bu insanlar topluyor. 1937’ye gelindiğinde aşiret liderleri ya da belli inanç ocaklarının temsilcileri tek tek çağrılıyor ve tutuklanıp yargılanıyor. Elazığ’da yargılananlar yaklaşık 70 kişi. Bunların içinden 7 kişi idam ediliyor. Diğerleri ağır cezalarla cezalandırılıyor ve kimse geri gelmiyor. Bu insanlara ne olduğuna dair hiçbir bilgi yok ortada.”

‘İsyan olsaydı bu insanlar silahlarını teslim etmezdi’

“1937’de bu insanlar teslim olup idam ediliyor, 1938’de Dersim’de toptan temizlik hareketi yapılıyor. Yaşlılardan şunu öğrendim, madem bu insanlar isyan etmiş, nasıl devletin yaptırdığı köprülerde, askeri kışlalarda çalıştılar ya da silahlarını devlete teslim ettiler? Eğer böyle bir isyan olsaydı bu insanlar silahlarını teslim etmez, yol ve köprü yapmazlardı. Devletin kendi kurumlarında çalışanların söylediklerinden ve bazı belgelerden öğrendik ki devlet Dersim meselesini kurgulamış. Ulus devlet inşasında bu bir proje ve bilinçli olarak uygulanmış. Uluslaşma sürecinde diğer azınlıklara yaptığı ötekileştirme hareketlerinden sadece bir tanesidir bu da. Yaşlıları dinledikten sonra bunu öğrenmiş oldum.”