Almanya’da Hristiyan Demokrat Birliği (CDU), İsrail’in Gazze'deki askeri operasyonları ve Alman hükümetinin tutumu konusunda derin bir fikir ayrılığı yaşıyor.
Parti içinden gelen çelişkili açıklamalar, CDU’nun dış politikada bir yön arayışı içinde olduğunu ortaya koydu.
CDU’nun önde gelen dış politika uzmanlarından Norbert Röttgen, İsrail’e karşı daha sert bir tutum benimsenmesi gerektiğini savunarak, Gazze Savaşı nedeniyle Tel Aviv’e yaptırım uygulanmasını gündeme getirdi. Bu çıkış, parti içinde büyük tepki topladı.
Armin Laschet, dış ilişkiler komisyonu başkanı ve CDU’nun eski genel başkanı olarak, hükümeti İsrail ile dayanışma konusunda yetersiz kalmakla suçladı. X (eski Twitter) hesabından yaptığı açıklamada Laschet, Hamas’ın elindeki Alman vatandaşlarının isimlerinin her gün kamuoyuna açıklanmasını ve onların kurtarılması için daha güçlü çağrılar yapılmasını istedi.
Laschet ayrıca, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un dünya liderlerine yaptığı çağrıyı hatırlatarak, Alman medyasının ve siyasetçilerin esir alınan Alman vatandaşlarının görüntülerini görmezden gelmesini sert şekilde eleştirdi: “Bu görüntüler Alman sokaklarında ve havalimanlarında asılmalı. Meclis üyeleri, her türlü siyasi görüş ayrılığına rağmen, kendi vatandaşlarına yönelik bu barbarlığı açıkça kınamalı.”
CDU’nun bir diğer dış politika uzmanı Roderich Kiesewetter ise daha da sert bir dil kullanarak, federal hükümeti Hamas’ın “kognitif savaşına” boyun eğmekle suçladı. Tagesspiegel’e konuşan Kiesewetter, hükümetin İsrail’e yönelik eleştirilerinin, failleri mağdur gibi gösterdiğini söyledi: “Hamas’ın amacı, İsrail’i ve masum rehineleri yok etmektir. Almanya, bu amacı ve İran’ın desteğini göz ardı ediyor. Bu durum, suçlu-mağdur dengesinin tersine çevrilmesine ve İsrail’in meşru müdafaasının haksız şekilde eleştirilmesine yol açıyor.”
Kiesewetter ayrıca, Almanya’nın Gazze’ye havadan yardım paketleri bırakmasını da eleştirdi. Yardımların Hamas’ın eline geçme riskine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Kendi Başbakanımızın bile yüzde 100’e varan oranda Hamas’a ulaştığını kabul ettiği yardımlar, teröristlere doğrudan destek anlamına gelmiyor mu?”
CDU Genel Başkanı Friedrich Merz ve partinin dış politika sözcüsü Johann Wadephul, İsrail’in askeri yöntemlerine son haftalarda daha eleştirel yaklaşmıştı. Wadephul, İsrail hükümetinden “temel değişiklikler” talep ederken, yayınlanan esir videoları sonrası her iki siyasetçi de Hamas’ın vahşetini kınamıştı.
CDU’nun farklı kanatlarından gelen bu açıklamalar, partinin dış politika vizyonunda nasıl bir çizgi izlemesi gerektiği konusunda ciddi bir bölünme yaşadığını gösteriyor. Röttgen’in yaptırım çağrısı, Laschet ve Kiesewetter’in sert İsrail yanlısı çıkışlarıyla taban tabana zıt. Bu durum, CDU içinde önümüzdeki dönemde daha derin tartışmaların yaşanabileceğine işaret ediyor.
